Okulumuz 8. Sınıf Öğrencilerine Yönelik Tetanoz Aşısı Uygulaması.
18 Aralık 2017 Pazartesi günü 8. sınıf öğrencilerimize Tetanoz aşısı yapılacaktır.
Tetanoz, çeşitli yaralanmalar nedeni ile vücuda giren colostridium tetani’nin salgıladığı tetonospazmin adı verilen bir nörotoksin ile gelişen, kasların ağrılı ve tonik kasılmaları ile karakterli oldukça ağır seyreden ve ölüm oranı yüksek olan bir hastalıktır.
Aşılanma ile kontrol edilebilen bu hastalık toplum immünitesinin yeterli olmadığı ülkelerde her yaşta görülebildiği gibi, gelişmiş ülkelerde ileri yaşlarda rastlanan bir hastalıktır. Tetanoz, çok küçük yaşlarda ve çok ileri yaşlarda gelişir ise ağır ve ölümcül olabilir.
Tetanoz hastalığı eski Mısır ve Yunan hekimlerinden bu yana tanınmaktadır. Hastalığın esas tanımını 1888’de Gowers yapmıştır. Yılık 1 milyondan fazla tetanoz hastalığı vakası gelişmekte olan ülkelerde bildirilmiştir. Neonatal tetanozdan ölen bebek oranı tüm bebek ölümlerinin yarısını oluşturmaktadır. Türkiye’de tetanoz hastalığı her yaş grubunda görülmektedir. Tetanoz virüsleri her yaralanma sonucu vücuda girebilirler.
Ağır delici, batıcı, toz, toprak ve elbise parçası girmiş mikroplar ile kirlenmiş yaralar, trafik yaralanmaları sporlu bakterilerin vejetatif şekle geçerek çoğalmasına, plasmid içerenlerin egzotoksin salgılamalarına neden olur. Giriş yolu belli olmayan tetanoz virüsü olgularına rastlanma oranı % 7 veya 23 civarıdır. Bu gibi durumlarda kulak, diş ve uterus enfeksiyonlarının ve ayakkabı çivilerinin ayakta oluşturduğu gizli yaraların varlığı araştırılmalıdır.
Tetanoz nedir
Tetanoz, jeneralize, lokalize, sefalik ve neonatal tetanoz olmak üzere dört ayrı türde görülür ve değerlendirilir.
Jenarilize tetanoz : Tetanozun en sık görülen türü olup,
baş ağrısı, halsizlik, yara bölgesinde ağrı gibi ana belirtiler ile başlar ve maseter kasların kasılması ile karakterize, çene kilitlenmesi (trismus) şeklinde görülür. Çiğneme ve yutma güçlüğü çeker ve ağzını açamaz. Kasılmalar nedeni ile çene kemiği, kaburga kemikleri ve omurga kemiği kırıkları oluşabilen hastalar görülmüştür.
Yüz kaslarında oluşan kasılmalar korkunç ve alaycı gülüş (risus sardonicus) şeklinde görünüm oluşturur. Ense ve sırt kaslarının kasılması sonucu gövde yay biçimi (opistotonus) şekil alır. Karın kaslarında kasılma nedeni ile defans oluşur. Bazı ağır vakalarda hasta üst solunum yolları tıkandığı için hava alamadığı için ölüm gerçekleşebilir.
Lokal tetanoz : Sporlu basilin girdiği bölgedeki kas gruplarının spazmı ile karakterizedir. Orta şiddette ve sürekli süren kas kasılması söz konusudur. Aylar sonra kendiliğinden geçer. Bu kronik tetanoz türü, tetanozspazmine karşı kısmi bir immünitenin varlığından kaynaklanır. Ön belirtileri jeneralize tetanoz gibidir. Hastalığın başlaması merkezi sinir sistemine toksinin ulaşmasından sonra oluşur. Antitoksin verilmediği sürece immünite bırakmaz.
Sefalik tetanoz : Çok sık görülmeyen, tanının konmasında zorluk çıkaran kafa travmaları ve kulak enfeksiyonları sonrasında meydana çıkan tetanoz türüdür. Kafa siniri ağının döşendiği kaslarda meydana gelir. Alt motor nöron lezyonları şeklinde, özellikle yüz sinirinde yüz felci, yutma güçlüğü, ekstraoküler tutulumuna bağlı olarak oftalmoplejik tetanoz görülebilir ve hastalık tablosu kötüdür.
Neonatal tetanoz : Özellikle yeni doğan bebeklerde tam dezenfekte edilmeden kullanılan malzeme ile göbek bağının kesilmesi sonucu oluşur. Bu tetanoz türünün oluşmasında annenin bağışıklık sisteminin zayıf olması da etkendir. Doğumdan ilk 12-14 gün arasında meydana çıkar. Belirtileri, emme güçlüğü, geç olarak kas sertliği ve spazm görülür. 10 günlükten küçük bebeklerde ölüm riski daha fazladır. İlk haftada solunum durması (apne) başlıca ölüm sebebidir. İkinci haftada kana bakteri geçmesi sonucu ölüme neden olur.
Tetanoz nasıl bulaşır
Tetanoz dış ortamda elleri ayakları toprak ile temas eden her bireye bulaşabilir. Tetanoz çok yaygın bir hastalık olduğu için tüm yeni doğanlar, küçük çocuklar, ilkokul çocukları, lise çağına kadar olan çocuklar, devlet tarafından rutin olarak aşılanır ve aşılanan grupta tetanoz görülmez.
Fakat çocuklara uygulanan rutin aşılama devlet tarafından uygulanmaz ise tetanoz hastalığı daha sık görülür. Tetanoz, toprak ile uğraşan ve yara oluşan deriye teması sonucu bu bakterinin sporları denilen bir formu bulaşır ve girdiği yerde hava ile temas etmediği için rahatlıkla çoğalır.
Bu üreyen tetanoz formu kas ve sinir sistemine geçerek kaslarda çok şiddetli ağrılı spazmlara yol açar. Bu spazmlar merkezi sinir sistemine ulaştıktan sonra solunum kaslarını tutarak ölüme neden olur. Tetanoz insandan insana bulaşmaz. Tetanozun bulaşması için basilin yaralanmış dokuya teması gerekir. Tetanozun hayvan ısırıkları ile çok nadir bulaştığı görülmüştür.
Tetanoz tanısı genellikle klinik ve fizik muayene ile konur. Laboratuvar bulguları ve bakteriyolojik incelemeler tanıda çok yardımcı değildir. Tetanoz tanısı ense sertliği nedeni ile menenjit hastalığından, çene kasılmasından dolayı diş apsesinden ve çene eklem kasılmasından, karın kaslarının sertliği nedeni ile karın zarı iltihabından, kasılmalardan dolayı epilepsi (sara) hastalığı vestriknin zehirlenmesinden, ensefalit, fenotiazin grubu ilaçların meydana getirdiği distonik reaksiyonlardan, kas rijiditesi nedeni ile malign nöroleptik sendromdan ve stiff person sendromundan ayırt edilmelidir.
Tetanoz tedavisi
Tetanozun belirtileri ilk başlarda sinsidir ve kısa bir süresi vardır. 3 ile 8 gün sonra yara oluşan ya da ısırılan bölgede uyuşukluk, hissetmeme ve ilerledikçe kas spazmları nedeni ile hasta doktora başvurur ve tetanoz akla gelmez.
Tetanoz tanısı konulan hastada kesinlikle evde, polikliniklerde ayakta tedavi edilecek bir hastalık değildir. Tetanoz tedavisi hastanede ve yoğun bakım ünitelerinde belirtilere yönelik tedavi uygulanır. Tedavi sürecinde hasta çok kısa zamanda iyileşir ya da çok kısa zamanda kaybedilir.
Tetanozdan korunmak için çocukların ve 20 yaşından sonra her bireyin 5 yılda bir tetanoz ve difteri aşısı olması oldukça önemlidir. Eğer 30-40 yaşında bir kişi tetanoz riski ile karşılaşmış ise o kişiye daha önceki aşıları dikkate alınmadan bir ay ara ile iki doz tetanoz aşısı ile 10 yıllık korunma sağlanabilir ve her 10 yılda bir aşılanması önerilir. Ayrıca toprak ile uğraşan kişilerin ellerinin yaralı olmaması gereklidir. Eğer ellerde yara var ise eldiven kullanılmalıdır.
Tetanoz korunulabilen bir hastalıktır. Rutin aşılama programlarına uyularak tetanozdan korunmak mümkündür. Yeni doğan tetanozu nedeni ile yeni doğanlara tetanoz aşısı yapılır. Hamilelikte yapılan aşıların içinde en güvenli aşı tetanoz aşısıdır. Rutin çocukluk dönemi aşılama programında yapılan karma aşısında tetanoz aşısı da vardır.
Karma aşılama programı, yeni doğan döneminde, 3 yaşında, ilkokul çağında ve lise çağında şeklinde uygulanır. Bu aşılama programı çocuğu 18 yaşına kadar koruyabilir. Her erişkinin her 5 ya da 10 senede bir tetanoz aşısı olması tetanoz riskinden korunmak için gereklidir.
Kaynak:https://www.saglikocagim.net/tetanoz-nedir-tetanoz-belirtileri-ve/